ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

SANDIKLI


SANDIKLI İLÇE TARİH
Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan Sandıklı'nın ilk kuruluşunun hangi çağlarda olduğu tespit edilememiştir.

SANDIKLI RESİMLER
SANDIKLI FOTOĞRAFLAR
SANDIKLI TANITIM
SANDIKLI KAPLICA
SANDIKLI TERMAL
SANDIKLI GÖRSELLER
SANDIKLI
AFYON SANDIKLI
Sandıklı'nın bilinen en eski tarihi bakır, tunç ve demir devri dönemlerine kadar gitmektedir. Bakır çağında M.Ö.2700-2000 Sandıklı'ya 13 km. mesafede bulunan Kusura Kasabasında başşehri Kusura olan Etiler (Hitit) İmparatorluğunun mayası olan Kussar (Kursora) Krallığı hüküm sürmüştür.İngiltere Oxford Üniversitesi tarafından

 1935, 1936 ve 1937 yıllarında Kusura'da yapılan kazılarda, halen Afyon Arkeoloji Müzesinde sergilenen üç ayrı döneme Kalkolitik, Bakır Çağı ve Eti Çağlarına ait buluntular elde edilmiştir.

Prof.Dr. W.M. Ramsey'in 1890 yılında yazmış olduğu " Küçük Asya'nın Tarihsel Coğrafyası " isimli kitap da ; Sandıklı'nın " Pentapolis " adı altında Frigya arazisi içerisinde bulunduğu ve Pentapolis bölgesinde Otrus (Çorhisar), Bruzus (Karasandıklı), Eucarpeia (Emirhisar), Hierapoeis (Koçhisar) ve Stectorion (Menteş) adında 5 büyük şehrin olduğu ifade edilmektedir.

Sandıklı'nın Frigyalı'lar döneminde M.Ö. 1300-1400 yıllarında adı "Apemie Kivatos" dur. Apemie Kivatos Aziz Minanın Sandukası demektir.
Hititlilerin Sandıklı'ya, Hitit dilinde sandık anlamına gelen Samuka dedikleri bilinmektedir.

Sandıklı isminin, Grek dilinde Kivatos kelimesinin Sandık anlamına gelmesinden ve kurulduğu yerin, dağlar arasında çukurda kilitli bir kutu gibi sandık manzarası arz etmesinden geldiği, tahmin edilmektedir.

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde Sandıklı, " Sandık dolusu mallı ve mahsulatlı kazadır. Cümle 350 toprak örtülü evdir. 3 mahalle 4 mihraptır. 40 leblebici dükkanı vardır " şeklinde ifade edilmektedir. Bu seyahatnamede Sandıklı'nın, sandık dolusu bol mahsullü kaza olarak belirtilmesinden dolayı da Sandıklı'ya, Sandıklı denilmiş olabilecektir.

1071 yılında Malazgirt Savaşını kazanan Sultan Alparslan'ın orduları Anadolu'da pek çok şehir, kasaba ve kaleyi ele geçirir. Emir Sanduk adında bir Bey Afyon ve civarını 1076 yılında fetheder ve 1115 yılında da Selçuklu Sultanı 1. Kılıç Aslan Afyon ve kalesini, Germiyanoğulları da Sandıklı havalesini kendi topraklarına dahil eder.

Rivayete göre, Germiyanoğullarından Sahibataoğulları, Sandıklı'nın Bizanslıların elinde bulunduğu bir zamanda tahmini 1115 yılında Bizans beylerinden birisinin düğününe katılır. Düğüne gidilir iken, hediye götürüldüğü süsü verilerek 40 deveye yüklenen 80 sandık içerisine 80 yiğit konulur. Herkes zevk-i alemde iken bu yiğitler sandıklarından çıkar ve ufak bir çarpışmadan sonra Sandıklı'yı fethederler. Bu nedenle de bu yere Sandıklı adı verilir.

2.nci Kılıç Aslan, 1018 yılında Çarı Bey ile başlayan ve Büyük Selçuklu Devletinin kuruluşundan Malazgirt savaşına kadar süren savaşlar sonunda ve 1176 yılında, Bizanslıları, Miryakefelon adı verilen ve Homa İlçesinden Kızılören Kasabasına doğru gelen 

Düzbel geçidinden sonra Sandıklı Ovasına kadar uzanan Durucasu Deresini de içine alan bölgede bozguna uğratarak Anadolu'da Türk hakimiyetini kesin olarak kurmuştur. Türk'ün Anadolu tarihinde İkinci Malazgirt Zaferi olarak bilinen bu savaştan sonra Sandıklı ve güney yöresine Uç Beyi olarak Emir Sungur, kuzey yöresine de (Sincanlı, Altıntaş, Kütahya) Uç Beyi olarak Emir Cafer görevlendirilmiştir.

Germiyanoğulları döneminde Kadim Höyük üzerine inşa edilen ve halen bir bölümü ayakta duran " Hisar Kalesi " nin mevcut kitabesinden anlaşıldığına göre; Kale, miladi 1324 yılında Çelebiazam lakabı ile zikredilen Germiyan Sultanı Yakup Bin Beşir zamanında yapılmış olup, o dönem Sandıklı'sının " Bolluk ve bereket içerisinde bir kaza ... "

 olduğundan bahsedilmektedir. Aynı dönemde, Alamescit Köyü ile Yavaşlar Kasabasında birer cami ile Sandıklı'da Küçük Hamam adı ile bilinen hamam ve Yeni (Keçi) Camii avlusundaki han yapılmıştır.

Günümüzden 110 sene kadar önce Sandıklı'yı ziyaret eden Şemsettin Sami Kamus-u Alem adlı kitabında Sandıklı'yı " Bu kazanın 6515 nüfusu, 3 camisi, 4 medresesi, 3 tekkesi, 1 rüştiyesi, 1 iptida-i mektebi, birkaç mahalle mektebi, 1240 okuyucusu, 5 hanı, Şehli ( şimdiki Çivril ilçesi ), Geyikler ( şimdiki Dinar ilçesi ) ve Dazkır ( şimdiki Dazkırı ilçesi ) adlı üç nahiyesi, 215 köyü, cem'an 74 990 nüfusu vardır " şeklinde anlatmaktadır.

1860 yılında Padişah Abdülmecit devrinde yeniden yapılan Osmanlı İdari Taksimatında, Hüdavendiğar (Bursa) Vilayetine bağlı bir kaza durumuna getirilen ve Şehli (şimdiki Çivril ilçesi), Geyikler (şimdiki Dinar ilçesi) ve Dazkır (şimdiki Dazkırı ilçesi) isimli üç nahiyesi ile 215 adet köyü olan Sandıklı, 1869 yılında belediye teşkilatı ile teşkilatlandırılmıştır. Edip Ali Baki Bey'in yazdığı "

 XVIII. Asırda Meçhul Halk Tarihi " adlı kitapta, " Sandıklı kaza meclisinin, vali ve mutasarrıfların ağır vergisi ile ilgili şikayetinden bahisle, o yılda ( ki miladi 1745 senesi ) şikayetin kabulü ile, verginin her taksitinden 25 kuruş tenzil edildiğini öğreniyoruz. Bu belgeden Sandıklı'nın 250 yıldan beri kaza merkezi olduğu meydana çıkmaktadır.

Sandıklı'nın Kurtuluş Savaşında önemli bir merkez olduğu, Osmanlı Ordusunun Beşinci Hassa Alayının kışlası olan ve " Yanık Kışla " (Halen Hükümet Konağı, Askerlik Şubesi, Jandarma Karakolu, Orman İdaresi ile Sümerbank'ın bulunduğu alan) olarak anılan askeri kışlanın, Yunan Ordusu tarafından Kurtuluş Savaşında yakılmış olması ile ortaya konulmaktadır. Sandıklı'da ilk Yunan işgali ve geri alınması 08 Ağustos 1921 - 09 Ağustos 1921, ikinci Yunan işgali ve geri alınması 11 Ağustos 1921 - 12-13 Ağustos 1921, son işgal ve kurtuluş ise 07 Eylül 1921 - 12 Eylül 1921 tarihleridir.

Büyük Taarruzun ünlü komutanlarından Miralay Reşat Bey, vefatını takiben Sandıklı Şehir Mezarlığına defnedilerek adına anıt mezar yaptırılmıştır. Miralay Reşat beyin naaşı, tüm İstiklal Harbi şehitleri ve gazileri ile birlikte Ankara'da yaptırılan Devlet Mezarlığına kaldırılmış, ancak Sandıklı'daki anıt mezarı yerini korumuştur.
Atatürk 13 Mart 1930 tarihinde Antalya'dan Ankara'ya döner iken Sandıklı'ya uğramış ve Sandıklı'da bir müddet kalmıştır.

Sandıklı, Türkiye tarihinde adına ilk defa altın basılan bir kazadır. (İstanbul dışında adına altın basılmış bir yer de yoktur. ) Bu altınların Sultan II. Mahmut döneminde basıldığı, " Osmanlı Altınları " adlı kitapta belirtilmektedir. Bu altınlar da üç ayrı tip, ½ Sandıklı Altını ( 870 milyem (ayar) 0.85 gram ), Çeyrek Sandıklı Altını ( 870 milyem (ayar) 1.70 gram ) ve Çifte Sandıklı Altını ( 870 milyem (ayar) 3.40 gram ) adı altında basılmıştır. Bu altınlar halen günümüz Altın Borsasında işlem görmektedir.

Kurtuluş Savaşını takiben 1925 yılında kurulan Türk Hava Kurumunun o yılda " Kendi Uçağını Kendin Al Kampanyası " na en önde katılan Sandıklı, ilki 1926 yılında, diğeri de 1927 yılında olmak üzere " Sandıklı Uçağı " adı verilen uçaklarını Türk Hava Kurumuna hediye etmiştir. Türk Hava Kurumu da buna mukabil olarak bu uçakların maketini Sandıklı'ya teşekkür mahiyetinde göndermiştir.
1934 yılında kadınlarımıza münhasır seçme ve seçilme hakkı veren Yasanın yürürlüğe girmesini müteakip 1935 yılında yapılan ilk belediye başkan ve meclis üyeleri seçiminde, Sandıklı'da Cemile Yaman adlı bayan belediye meclis azası olarak belediye meclisine girmiştir

Sandıklı'da, 1934 ile 1935 yıllarında Afyon Karakuyu Tren Hattının yapımına başlanılmış ve Sandıklı Garından ilk tren 22 Ocak 1936 tarihinde geçmiştir. Sandıklı'dan geçen Afyon Karakuyu Tren Hattının 25 Mart 1936 tarihinde yapılan açılış törenlerine dönemin Başvekili (Başbakanı) İsmet İnönü ile Nafıa (Bayındırlık) Bakanı Afyonkarahisarlı Ali Çetinkaya katılmışlardır.

Sandıklı'nın ortasından geçen ve halen üzeri kapalı olan çayın kenarında yaklaşık 110 sene kadar önce 7 adet tabakhane bulunduğu ve bu tabakhanelerde Uşak, Afyonkarahisar, Isparta, Burdur ve Sandıklı civarından toplanan derilerin işlenip ihtiyaç fazlalarının yurt dışına ihraç edildiği bilinmektedir.
Sandıklı'da Osmanlı Bankası 1880 yılında, Ziraat Bankası da 1890 yılında açılmış ve 1885 yılında Ticaret Odası kurulmuştur.

Halen ilçe olan Dinar (Geyikler), Dazkırı, Sinan Paşa (Sincanlı), Kızılören ve Hocalar önceki yıllarda Sandıklı'ya bağlı birer nahiye iken sonraki yıllarda birer ilçe olmuşlardır.
SANDIKLI İLÇE COĞRAFYA
COĞRAFİ YAPI
Sandıklı, İç Batı Anadolu'daki Sandıklı Ovası adı ile anılan ova üzerinde kurulmuştur. Sandıklı yöresinde Kusura Ovası (1090 m.), Sandıklı Ovası (1070 m.), Karasandıklı Ovası (1006 m.) ve Saltık Ovası (930 m.) yer almaktadır.

Sandıklı'nın yüz ölçümü bağlılarının azalması ve çoğalması ile sürekli değişmekte ise de 1400 km2. civarındadır. Bunun %50 ' sini ekilebilir alanlar, %15 ' ini ormanlık alanlar, % 10 ' unu makilik alanlar, kalan % 25 ' lik kısmını da taşlık ve kayalık sahalar teşkil etmektedir.
Deniz seviyesinden 1170 m. yükseklikte olan Sandıklı'nın iklimi, yazları sıcak ve kurak, kışları yağışlı ve soğuk, tam bir karasal iklimdir.

SANDIKLI YUNUS EMRE ÇEŞMESİ
Sandıklı'nın çevresinde,Sandıklı'nın kuzeyinde Ahur Dağları (1981 m.), doğusunda Kumalar Dağı (2250 m.), güneyinde Akdağ (2345 ile 2495 m) ve batısında Burgaz Dağları (1990 m.) bulunmaktadır. İlçe sınırları içerisinde en yüksek nokta 2495 m. ile Akdağ'dır.
AKDAĞ : Akdağ, uzanan asırlık çam ormanları, kayın ağaçları, ardıç ormanları, İçindeki yılkı atları, geyikleri, yabani keçileri ve diğer av hayvanları ile ayrı bir zenginliğe sahiptir.
Hem tabiyatı ve hem de eşi olmayan kanyonlarıyla bir buzul yatağı gibidir. Akdağ kanyonları harita üzerinde kuş uçuşu 12 km.lik bir uzunluğa sahiptir.

SANDIKLI KALESİ
Akdağ, Sandıklı ile Çivril ilçelerinin tam sınır bölgesinde uzanmaktadır.
Komşuları, batıda Çivril, Hocalar ve Banaz ilçeleri, güneyde Kızılören ve Dinar ilçesi, doğuda Şuhut ilçesi, kuzeyde Sincanlı ve Merkez ilçeleridir.
Ege Bölgesindeki Büyük Menderes nehri, Kumalar Dağları eteklerinden doğan Karadirek Çayı ile bunun çevresindeki irili ufaklı derelerle beslenerek, Kufi Deresi ile birlikte Çivril'e açılmaktadır.

Sandıklı'nın çevresinde, Karadirek Çayı güzergahı üzerinde ve Akharım ile Başağaç beldeleri arasında, 21000 m3 su tutan ve 34.730 dekar arazinin sulanmasını sağlayan Örenler Barajı ile Karacaören Köyü ile Kızık Kasabası arasında Karacaören göleti bulunmaktadır.

Sandıklı, Marmara Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesini Akdeniz Bölgesine bağlayan ve E23 karayolu olarak bilinen Ankara-Antalya, Ankara-Denizli-Aydın, Antalya-İstanbul karayolu ile, İzmir-Ankara demir yolu üzerinde bulunmaktadır.
SANDIKLI İLÇE KOMŞULARINA UZAKLIĞI
Sandıklı'nın komşu illere uzaklığı :
Afyonkarahisar 63 Km.
Burdur 106 Km.
Isparta 105 Km.
Denizli 165 Km
Uşak 105 Km.

SANDIKLI İLÇE TARİHİ ESERLER --KÜLTÜR---SANAT
KÜLTÜR VE SANAT
Bakır devrinden başlayarak Frigler ve Bizanslılar dönemine ait elde mevcut sikke, toprak ve tunçtan yapılmış çanaklar, çömlekler, çok çeşitli kadın süs eşyaları v.s ile, mermer sütunlar, Kibele (Bereket Tanrısı), Augustos'un mermer heykeli, yaşanan dönemlerin tarihte bilinen medeniyet izlerini günümüze yansıtmaktadır.

Sandıklı, Selçukluların Anadolu'ya ayak basması ile, Anadolu Türk Kültürünü yaşamaya başlamıştır.
YUNUS EMRE : Döneminin ünlü Türk Mutasavvıfı ve halk ozanı olan Yunus Emre'nin, bilahare Sandıklı'nın bir mahallesi haline getirilen Yunus Emre Mahallesinde (Çay Köy), iki ayrı yönden gelen daha sonra birleşerek vadi boyunca akıp Menderes nehrine ulaşan Sel Çayı ve Çanlı Dere olarak anılan iki çayın birleştiği yerde hocası Taptuk Emre ile birlikte yaşamış olduğu bilinmektedir. Halen bu çayın bir tarafında Yunus Emre'nin diğer tarafında da Taptuk Emre'nin kabirleri bulunmaktadır. Yunus Emre ile aynı yıllarda Horasan'dan Anadolu'ya gelen Yalıncak Sultan ile Nurettin Sultan da Sandıklı'ya yerleşmişlerdir. Bu gün halen ziyaret edilmekte olan türbeleri ilk halleriyle ayakta durmaktadır. Bu dönemde, Sandıklı'da Hacım Sultan ve Taptuk Emre dergahları ile eğitim ve öğretim kurumları olarak da, Havai Medresesi, Hadim Medresesi, Sülükzade Medresesi, Carancı Medresesi ve Geçi Camii Şerifi Medresesi meşhurdur.

CARANCININ MEDRESESİ : Muradin külliyesine yakın yerde ve çay kenarında iken yıkılmış ve yerine bina yapılmıştır. Yakın zamana kadar korunabilen çeşmesi de inşaatlar nedeniyle tamamen kaybolmuştur.
ÇAY MEKTEBİ : Şimdiki Sandıklı Ticaret Odasının bulunduğu yerdeki mekteptir. Bilahare bu mektep yıkılıp yerine dispanser yapılmış, dispanser yandıktan sonra da yerine şimdiki Sandıklı Ticaret Odası inşa edilmiştir.

HOCAZADE (HAVAİ) MEDRESESİ : Havai Camii sınırları içerisindeki iki katlı ahşap evin bulunduğu yer, medresenin bulunduğu yerdir. Medrese önünde bulunan çeşme halen ayaktadır. Havai Camii önündeki mezarlık ise Sandıklı'nın ilk mezar kalıntılarıdır.
SÜLEK HOCA (SÜLÜKZADE) MEDRESESİ : Yeri, Kaymakamlık Lojmanı olarak kullanılan evin bulunduğu yerdir. Medresenin çevresi çok büyük bir mezarlıktır. Bu mezarlığın bir kısmına Kaymakamlık Lojmanı yapılmıştır.

AHMEDİ FASİHİN MEDRESESİ : Yeri, Otel Tuğrul binasının bulunduğu yerdir.
EMİN EFENDİNİN MEDRESESİ : Yeri, şimdiki Belediye İtfaiye Teşkilatının bulunduğu yerdir. Daha önce bu yer, yine Belediye tarafından medrese yıkılarak Elektrik Santralı (Dinamo) olarak kullanılmıştır. Bu medresenin hocası keramet sahibi de olan zamanın en büyük bilginlerinden Emin Efendidir.
İLHAMİ KIZ MEKTEBİ : Cezayir Camiinin alt tarafında adı ile anılan dar bir sokak üzerindedir. İki katlı ve bahçeli olan ve 1940 yılında şahıs eline geçtiği için halen ev olarak kullanılan bu mektepte sadece kız öğrenciler eğitim ve öğretim görmüştür.
HACIM SULTAN TEKKESİ : Yeri, Ali Çetinkaya İlk Öğretim Okulunun bulunduğu yerdir. Tekke 1932 yılında yıkılarak yerine bu okul yapılmıştır.

KUBBELİ CAMİ KABULİ BABA : Yeri, Kubbeli Camiinin arka sağ penceresinin olduğu yerdir. Burada yatan kişi, Sandıklı'nın fethi sırasında şehit olan Kara Halil'in ordusundan ilk islam şehidi Kabuli Baba'dır.
BEYAZID-I BESTAMİ YATIRI : Yeri, Kubbeli Camiinin yakınında bulunan fırının bitişiğindedir. Burada yatan kişinin Beyazıd-ı Bestami olduğu söylenir.

KIRKLAR TEKKESİ : Yeri, Hıdırlık Tepesi denilen yerdedir. Dilek dileme, adak yeri olarak ziyaret edilir. Yatan kişi ile ilgili kesin bir bilgi temin edilememiştir.
YALINCAK YATIRI : Yeri, Belediye İtfaiye Teşkilatının bulunduğu yerdedir. Burada Horasan'dan Anadolu'ya gelen büyük bir velinin yattığı söylenir. Türbe, ilk yapılış şeklini korumuştur. Önündeki cadde bu isim ile yani Yalıncak Caddesi olarak anılır.
OMAREŞE YATIRI : Yeri, Yalıncak Yatırından Topeşe Camiine doğru gidildiğinde yolun sol tarafındadır. Çevresinde, burada yatan zatın aile fertleri yatmaktadır. Yatanın bir veli olduğu söylenmektedir.
afyon sandıklı 1936
MERYEM ANA YATIRI : Yeri, Hoca Fakih Camiine yakın bir evin bahçesindedir. Bilinen ilk kadın yatırdır. Çok mütevazi bir kadın olduğu söylenmektedir.
HALVALI DEDE : Yeri, Hisar Kalesinin arkasında Kızık Kasabasına giden yol üzerindedir. Yatanın kim olduğu bilinmemektedir.
ZIRINCIK DEDE : Yeri, Hisar Kalesinden Topeşe Camiine doğru inen yolun sağ tarafındadır.
KUDÜM : Yeri, Sandıklı'ya su veren su deposunun üst tarafındadır. Yatanın Anadolu'nun fethi sırasında şehit düşmüş bir eren olduğu söylenmektedir.

BABA KUZUSU : Yeri, Kudüm'ün biraz ilerisinde üst taraftadır. Yatanın, Anadolu'nun Türkleştirilmesi için gelen binlerce veliden biridir. Bu yatırın bulunduğu yerde Kanuni Sultan Süleyman'ın otağ kurduğu ve ordunun savaşa gider iken Soğulmaz Harmanı denilen yerde konakladığı rivayet edilmektedir.
ÇORHİSAR DEDE : Yeri, Hüdai Kaplıcaları ile Sandıklı'ya bağlı Koçhisar Köyü arasında geniş bir harman yeri içerisindedir. Burada yatanın, Şuhut İlçesine bağlı Mahmut Köyündeki türbede yatan kişi ile kardeş olduğu söylenmektedir.
MÜRVET DEDE : Yeri, Belediye Parkının P.T.T. Müdürlüğüne doğru olan kapısı üzerindedir. Yanında üç ayrı kabirin daha olduğu ve tümünün, çeşitli istimlakler sırasında ortadan kaldırıldığı söylenmektedir.
GÖKSU DEDE : Yeri, Sandıklı'ya bağlı Bekteş Köyü ile Dutağaç Köyünü birbirine bağlayan ve Göksu Dede Çeşmesi adı ile anılan çeşmenin yanındadır.
UYUŞAK DEDE : Yeri, Sandıklı'ya bağlı Karacaören Köyünün girişindedir.
NURETTİN SULTAN TÜRBESİ : Yeri, Muradım Camii avlusundadır. Leblebicilerin piri olduğu bilinmektedir. Türbe ilk yapılıştaki halini korumuştur.
ŞEYH HAMZA TÜRBESİ : Yeri, Muradım Camii yanındaki Nurettin Türbesi içerisindedir. Horasan erenlerinden olduğu ve Yunus Emre'ye hayranlığından dolayı hakkında şiirler yazdığı bir zattır. Musa Halife, Şemsettin Halife, Abdullah Halife de aynı türbede medfundur.
TEKKE ODASI : Yeri, Hacı Osman Çeşmesinin ilerisinde Sandıklı'ya bağlı Karacaören Köyü yolu üzerindedir. Ali El Rumi diye de anılır. Bahçesinde mezarlıklar bulunmaktadır. Halen mahalle sakinleri tarafından mescit oda olarak kullanılmaktadır. Odada bulunan yatırın kime ait olduğu bilinmemektedir.
KÜÇÜK HAMAM : Yeri, çay kenarı olarak bilinen yerde ve Belediye Binasının arkasında Hamam Önü Camii yanındadır. Hamam üzerinde bulunan ve bir kısmı kırılmış olan kitabede hamamın Germiyanoğulları Çağı 1. Döneminde yapıldığı belirtilmektedir. Bu hamam Germiyanoğullarında 18 yıl beylik yapan Umur beyin yaptırdığı hamam değildir. Umur beyin yaptırdığı hamam yeri ise, altı hamam üstü işhanı olacak şekilde yaptırılmakta olan 2. Belediye İşhanının yani eski Barbaros İlkokul Binasının bulunduğu yerdir.
SANDIKLI KALESİ (HİSAR) : Kitabesi, Çavuş Camii önündeki Çavuş Çeşme üzerindeki kitabedir. Bu kitabede kalenin, Germiyan Büyük Sultanı Çelebi Yüce Emir'in talimatlarıi ile Hicri 725 yılında (miladi 1324) yılında Mimar Çoban'a yaptırıldığı belirtilmektedir. Kale halen, binlerce çam ağacı, yeşil alanı ve yollarıyla, ailelerin rahatlıkla oturabileceği bir mekan halindedir.
MEYDAN ANITI : Yeri, Sandıklı Askerlik Şubesinin öndür. 1930 yılında yıkılmıştır. Birbiri ile güreş tutan ancak akşama kadar birbirini yenemeyen iki yiğidin güreş sonunda ölümleri üzerine anılarına dikilen anıttır.
YAKA MEZARLIĞI : Yeri, Muradin Camiinin üst tarafından Sandıklı Semt Pazarına doğru gidilen yolun üzerindeki yamaçlardır. Bu mezarlıklar, yerlerine binaların yapılması sebebiyle yok olmuştur.
HACI KÖYÜ : Yeri, eski Sandıklı Afyon Yolu üzerinde halen Sandıklı Zirai Donatım Kurumunun bulunduğu yerdir. Daha önce Sandıklı'nın ilk mezar yeri olduğu için Garipler Mezarlığı olarak bilinen bu yere, bilahare hacıların uğurlandığı yer olduğundan Hacı Köyü adı verilmiştir. Şimdi ise yerleşim alanı olmuştur.
ULU CAMİİ : İlk önce sıradan bir mescit olarak 1278 yılında yapılan bilahare minare ve minber konularak cami haline getirilen Ulu Camiinin onarımı sırasında iç kapının yan tarafına konulan kitabede ; Camiinin ünlü beylerden (sultanlardan) Bahaeddin Ömer Bin Alaeddin ( Alaaddin Keykubat'ın oğlu Ömer Sultan) tarafından Naib'in kölesi mimar Aydemir'e yaptırılarak Hicri 780 senei Zilhicce ayının 6. ncı Cumartesi günü ( Miladi 1379 senesi Mart ayının 26. günü ) ibadete açıldığı yazılmaktadır. Germiyanlılara hizmet eden Alaeddin'in oğlu Bahaeddin Ömer Sandıklı'da su başı iken bu camii yapılmış, ara ara onarılmış ve eklemeler yapılmıştır. Mevcut camiiye halkın yardımı ile bilahare eklenen minarenin giriş kapısı üzerindeki kitabede de; minarenin yapımına Hicri 933 (Miladi 1526 ) yılında Abdullah ve Hasan Oğlu Ali eliyle başlanıldığı yazılmaktadır. Aynı dönemlerde Ece Mahallesindeki Hamamönü Camii yanındaki Küçük Hamam ile Hüdai Kaplıcalarındaki Kükürtlü Havuzu da inşa edilmiştir.
HAMAM ÖNÜ CAMİİ : Kitabesi bulunamayan camii, mütevellisi Hacı Ariflerden Hacı Ahmet Efendi tarafından bildirildiğine göre 140 yıl önce yapılmış ve 85 yıl önce de tamir edilmiştir. Kerpiç ve bağdadi duvarlı Camiinin yegane özelliği ahşap tavanlı ve düz toprak damlı oluşudur. Hacı Arif Efendiler vakfından olan camii adını, önünde bulunan ve aynı vakfa ait olan hamamdan almaktadır. Merkez Hamamönü Camiinin yapılışı arşiv kayıtlarında Miladi 1340 olarak geçmektedir.
KEÇİ (KEÇE) CAMİİ : Camii Mehmet Bin Cafer ismindeki bir zat tarafından 1574 yılında yaptırılmıştır. (Cumhuriyet döneminde yeniden inşaa edilen camiideki kitabe önceki binaya aittir.) Camiinin adının keçeci (Keçe) kelimesinden geldiği söylenmekte fakat Ulu (Büyük )Kiçi (Küçük) manasına geldiğinden camiimizin adı Keçi camii olarak anılmaktadır.
MURADIM CAMİİ : Camii, Hamam Önü Camisi gibi dikdörtgen planda ve ahşap tavanlıdır. Hamam Önü Camiine göre daha basit ve sanat değeri olmayan bir yapıdır.
CEZAYİR CAMİİ : Cezayir'den 1850 yılından sonra göç edip Sandıklı'ya yerleşenler tarafından yapılmıştır. Camiinin yapımı için gereken para Cezayir'den Hasan Bin Ali tarafından gönderildiği için camiye Cezayir adı verilmiştir. Camii ibadete açıktır.
MESCİT CAMİİ (Malak Camii) : Halen ibadete açık olan Camiinin ön kısmında bir Kurban Bayramı namazı öncesinde hasımları tarafından 1900 yılında öldürülen adamın etinin manda-malak eti olarak halka dağıtıldığı ve bunun sonradan insan eti olduğunun anlaşıldığı rivayet edilmektedir. Bu nedenle Camiinin ön kısmı katil yeri olarak kabul edilmiş ve bu yer namaz kılınamaz yer olarak değerlendirildiğinden mevcut camii biraz geriden yapılmıştır.
DEDELER CAMİİ : Yeri, daha önce Kasap Hali olan ve yıkılıp yerine yeni bir Belediye İşhanı yapılmakta olan yerin karşısıdır. Bu yere giden yol bu nedenle " Dedeler Camii Aralığı " olarak anılmaktadır. Camii 1950 yılında önce yıkılmış olup yeri arsa halindedir. Diğer tarihi camilerimiz ise, Havai, Yeşildirek ve Zeynep (Kubbeli) camilerdir. Sandıklı ilçe merkezinde halen:Havai Camii, Hamamönü Camii, Şaloğlu Camii, Zeynep (Kubbeli) Camii, Çolak Mescit Camii, Muradım Camii, Kabak Camii, Ulu Camii, Keçi (Yeni) Camii, Topeşe Camii, Çavuş Camii, Yeşil Direk Mescidi, Cezayir Camii, Dedeli Pınar Camii, Şirin Evler Camii, İstasyon Camii, Sığır Eğliği Camii (Müstecep), Gülbahçe Camii, Kevser Camii, Gülbahçe Altı Camii , Güven Camii, İmaret Camii, Kadıoğlu Camii, Mevlana Camii, Eski Sanayi Camii, Yeni Sanayi Camii, Bahçelievler Camii, Fatih Ulupınar Camii, Yunus Emre Eski Camii, Yunus Emre Yeni Camii, Kırkpnar Camii, Hacıköy Camii, Kaplıca Camii, olmak üzere 34 adet camii ve mescit bulunmaktadır. Bu camii ve mescitlerde 25 imam, 21 müezzin görev yapmaktadır. Sandıklı'da halen (1) Erkek Kur'an Kursu ile (4) Kız Kur'an Kursunda 115 öğrenci eğitim ve öğretim görmektedir. Sandıklı Alimleri ise :
ABDULHALİM MOLLA : Şeyh Nasuhi Efendinin oğlu olan Abdulhalim Molla Sandıklı'da doğmuş 17. yüzyılın ünlü yazarlarındandır. Tahsilini İstanbul'da tamamlamış Ayasofya Medresesinde öğretmenlik yapmış ve Şam Mollalığı görevini yürütmüştür. Zamanla devrinin en güçlü alimleri arasına girmiş, tefsir, fıkıh, mesani, beyan, nahiv, usul-ü fıkıh ilimlerinde ihtisas kazanmış ve bu konularda fevkalade eserler yazmıştır. Bu eserler uzun yıllar medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Şam'daki devlet görevinden İstanbul'a döndükten bir süre sonra 1678 yılında ölmüştür. Mezarı, Edirne Kapı Mezarlığındadır.
ŞEYH HASAN EFENDİ : Hicri 1271 yılında Sandıklı'da doğmuş, Hacı Aşık Efendiden ilim öğrenmiş ve Nakşibendi Şeyhi Osman Zühtü Efendiden icazet almıştır. Sandıklı'da nakşi şeyhiliği yaptıktan sonra hicri 1332 yılında ölmüştür. Sandıklı'nın yetiştirdiği siyaset adamlarından Hasan Dinçer'in dedesidir.
ŞEYH EMİN EFENDİ : Şeyh Hasan Efendinin oğludur. Hicri 1295 yılında Sandıklı'da doğmuş, 1937 yılında da vefat etmiştir. 1920 yılında Yunan Komutanına " Zalim, vahşi Yunan " diye bağırmıştır.
KİTABELER KALE KİTABESİ (1324) Sandıklı'nın Çavuş Çeşmesi üzerinde iki parçadan ibaret önemli bir kitabedir. Kitabe taşı uzun ve tek parça ise de sonradan kırılmıştır. Bu iki parçanın bir kısmı çeşmenin sağ tarafına diğer kısmı sol tarafına dikine konulmuştur. Önce kaleye ait iken sonradan buraya konmuş olan kitabenin yazısı sülüs olup iki satırdır. Kitabe iki taş birleştirildiğinde anlam bütünlüğüne kavuşmakta, bir kelime ise okunamaz durumdadır. Kitabeden anlaşıldığına göre kaleyi Çeleb-i Azam lakabıyla anılan Germiyan Sultan zamanında tanınmış beylerden Hüsamettin Yakup Bin Umur bey 1324 yılında yaptırmıştır. Bu tarihte Germiyan Sultanı Yakub Bin Alişir idi. Yakup Bin Alişir eldeki bilgilere göre 3. Alaattin Keykubat'ın beylerindendir. Germiyanğulları 2. Gıyaseddin Mesut zamanında Selçuklu'lulara karşı koyarak mücadele etmişler bazen de galip gelmişlerdir. Germiyanlılarda ilk müstakil emir Yakup Bin Alişir'dir. Alaşehir'i muhasara ettiği esnada Katalanlar'a mağlup olmuş ve Katalanlar tarihinde Germiyan Aliziras adı verilmiştir.Bütün bunlardan hareketle kitabenin konuluş tarihi 1324 tarihinde kitabede ismi yazılmayarak Sultanü'l-Germiyaniye Çeleb-i Azam lakabıyla anılan kişi Yakup Bin Alişir'dir. Kitabede adı geçen büyük Sultan Hüsamettin Yakup Bey, 1411 tarihli Kütahya'daki vakfiyesinden anlaşıldığına göre Umur Bey'un oğludur. Bu Vakfiyede Umur Bey'in Sandıklı'da mülkleri olduğunu da anlatılır.
SANDIKLI İLÇE KAPLICALAR
Sandıklı Hüdai Kaplıcaları
Sandıklı Hüdai Kaplıcaları, İşletme, Termal Otel ve Eski Otel olarak faaliyet vermektedir. Tesislerimizde; İşletme bölümü tatil köyünde 143 Banyolu, 122 Banyosuz ve yaz sezonlarında faaliyete giren çadır kent bulunmaktadır.
Hüdai Kaplıcaları
Termal Otel ve Küçük Otel tesislerinin toplam 1900 yatak kapasiteli bulunmakta, kadın erkek ayrı olmak üzere Kardelen Çamur Banyoları, Eski Çamur Banyoları, Kür Merkezi (Su Banyosu, Çamur Banyosu, Türk Hamamı), Açık ve Kapalı Yüzme Havuzları, Kükürtlü havuzlar, çeşitli Termal sular, 24 adet saatlik orkide aile banyoları, atari ve oyun salonu, güzellik salonu, toplantı salonu, disko, marketler, turistik eşya reyonları, Kuaför, Kasap, Kahvehane, fırın ve Restorant, Jimnastik salonu, Yürüyüş Parkurları, Futbol sahası ve masaj ile hizmet vermekte olup, Yeşil alanlar, piknik ve mesire alanları, Dinlenmek için açık hava parkları ile tesislerimiz hizmet vermektedir.
Hüdai Kaplıcaları
Bakanlar Kurulu kararı ile Kaplıcamıza Resmi Sağlık Heyet Raporu ile Sevkli Hasta kabul edilmektedir.
İşletme izni: Bakanlar Kurulu Ruhsat Tarih:02/08/1996 Ruhsat No.7536
Termal Otel işletme izni: Bakanlar Kurulu Ruhsat Tarih:25/11/2002 Ruhsat No.0003
Kaplıcamızda bulunan tesisler
Doğal Çamur Banyoları
Termal Havuzlar
Tabii Saunalar
Türk Hamamı
Masaj Salonları
Güzellik Merkezi - Koaför
Bilardo, Masa Tenisi, Oyun Salonu, Alışveriş Merkezi
Bisiklet Parkuru, Basketbol Sahası, Yürüş Parkurları
Kaplıcamızın İyi Geldiği Hastalıklar
Hüdai Kaplıcaları
Romatizma, Romatoit Artrit (Ateşli romatizma hastalıkları), Nevraji (Sinir boyunca yayılan iltihaplar), Nevrit (Sinir ucu iltihapları), Polinevrit (Birden fazla sinirin iltihapları), Tendinit (Tenden zedelenmesi), Pariatrit (Eklem zan iltihabı), Artroz (Eklem kireçlenmeleri), Selulit (Yumuşak doku romatizması), Siyatik (Siyatik sinirinin sıkışması), Spondilit (Omurganın kireçlenmesi), Mialji (Kas ağrıları), Kadın hhastalıkları (Kronik dönemlerde), Polip sekeli (Çocuk felci sekeli), Hemipleji (Vücudun her her tarafının felci), Parapleji (Her iki alt ekstremitenin felci), Kırık - Çıkık sekelleri, Kazalardan ve ameliyatlardan kalan sekeller, Ruh, yorgunluklar, Dimağ yorgunluğu, Bağırsak hastalıkları, Böbreklerdeki taş ve kumların düşürülmesi, Cilt ve deri hastalıkları.
SANDIKLI İLÇE ULAŞIM
Ulaşım
Afyon Antalya Karayolu 65. km
İşletmemiz Sağlık Bakanlığı İşletme İznine sahiptir.
Sevkli hasta kabul edilir.
Bulunduğunuz yerdeki hastanelerin ilgili bölüm doktor doktorunun Sandıklı Hüdai Kaplıcaların heyet raporu ile sevkli gelebilirsiniz.
İşletmemiz tedavi giderleri yönetmeliği kapsamındadır.
SANDIKLI İLÇE NÜFUS
NÜFUS
1965 Yılı 1970 Yılı 1975 Yılı 1980 Yılı 1985 Yılı
İlçe Merkezi : 10.192 11.056 13.181 16.041 19.398
Köy ve Belde : 56.529 58.580 60.810 57.472 59.879
Toplam : 66.721 69.636 73.991 73.513 79.277
1990 Yılı 2000 Yılı 2007 Yılı 2008 Yılı 2009 Yılı
İlçe Merkezi : 22.359 37.804 33.856 33.371 33.334
Köy ve Belde : 34.891 38.814 27.987 28.051 27.780
Toplam : 57.250 76.618 61.843 61.422 61.114
2010Yılı 2011 Yılı 2012 Yılı 2013 Yılı 2014 Yılı
İlçe Merkezi : 33.144 11.056
Köy ve Belde : 26.982 58.580
Toplam : 60.126 69.636
SANDIKLI İLÇE SİYASİ YAPI
SİYASİ YAPISI
Sandıklı'da Belediye teşkilatı 1869 yılında kurulmuş ve
1869 - 1872 yılları arasında İbrahim Ağa
1873 - 1874 yılları arasında Hüseyin Efendi
1875 - 1876 yılları arasında Memleket Tabibi Ali Efendi
1877 - 1878 yılları arasında Hacı Hüseyin Efendi
1880 - 1884 yılları arasında Gülşeni Hacı Mehmet Efendi
1884 yılında Halil Efendi
1885 - 1890 yılları arasında Arif Efendi
1915 - 1923 yılları arasında Astarlı Şeh, Koca Karagöz Hacı Ali
Cumhuriyetin İlanından Sonra :
1923 - 1924 yılları arasında Turpoğlu İbrahim
1925 - 1928 yılları arasında Söğütlü Mehmet Efendi,
1928 - 1930 yılları arasında Ahmet GÜLER (Sarı Ahmetoğlu)
1931 - 1935 yılları arasında Nuri ÖZER (Nuri Ağa)
1936 - 1938 yılları arasında İbrahim TURAN (Hacı Şerifoğlu)
1938 - 1950 yılları arasında Ahmet Gevrek Efendi
1950 - 1951 yılları arasında Ahmet BOZKURT (Boz Ahmet)
1952 - 1955 yılları arasında Mustafa KESKİN
1956 - 1958 yılları arasında Süleyman ÖZEN (Heybelioğlu)
1958 - 1960 yılları arasında Mehmet HATİPOĞLU
1960 - 1962 yılları arasında Oğuz Yalçın DOKUZOĞUZ (Kaymakam)
1962 - 1965 yılları arasında Cemal MANAV
1965 - 1980 yılları arasında Nimet ÖZÇİFTÇİ
1980 - 1984 yılları arasında Avni ELYORGUN (Kaymakam)
1984 - 1993 yılları arasında Osman SEYMAN
1993 - 1999 yılları arasında Murat AKŞİT
1999 - 2004 yılları arasında Mustafa BAŞTUĞ
2004 - 2009 yılları arasında Mustafa ÖZPINAR
2009- Halen İsmail ELİBOL Belediye Başkanı olarak görev yapmaktadır.
1934 yılında kadınlarımıza münhasır seçme ve seçilme hakkı veren Yasanın yürürlüğe girmesini müteakip 1935 yılında yapılan ilk belediye başkan ve meclis üyeleri seçiminde, Sandıklı'da Cemile Yaman adlı bayan belediye meclis azası olarak belediye meclisine girmiştir
SANDIKLI YEMEKLERİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder