ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

DAZKIRI


Verimli kısım Dazkırı ve Evciler ovalarıdır. Acıgöl'de bu bölgededir ve gölün bir kısmı Denizli'nin Çardak ilçesi arazisindedir. İlçe arazisi Trahit, Kalker ve bir kısım granitten ve bunların tabii tesirlerle ufalanmalarından meydana gelen kitlelerden oluşmuştur. Acıgöl’ ün tuzu İstanbul ve İzmir'e gönderilerek boya sanayiinde ve zırnık yapımında kullanılmaktadır. Çamurlu kısımları ise Siyatik ve Romatizma hastalığına iyi gelmekte burada çamur banyosu yapan hastalar şifa bulmaktadırlar. Fakat burada modern tesis yoktur. Başlıca ürünü kuru ziraattır. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mercimek gibi kuru ziraat yanında sanayi bitkisi olarak haşhaş, pancar, ayçiçeği gibi bitkilerde çok verimli olduğundan müsaade edildiği miktarda ekilmektedir. Bilhassa afyon ekimi her çiftçi tarafından yapılır. Haşhaş ve afyon sakızından faydalanılır. Pancar ekiminde verimli ise de tahdide tabidir. Bilhassa Bozan, Yüregil, Akkeçili, Dazkırı arazilerinde bol miktarda pancar ekilir. Evciler ve Dazkırı ovaları iyi yağış alınan senelerde buğday ambarı olurlar. 
 1-4 Nüfusu: İlçemizin toplam nüfusu (ilçe merkezi ve 15 köy 1 kasaba dahil) 16 258' dir. Nüfusun % 60' ı tarımla uğraşmaktadır. 1-5 Yerleşim ve İdari Durum: Dazkırı'nın alanı 33 800 hektardır. İlçe merkeziyle birlikte 15 köy ve 1 kasabadan oluşmaktadır. 1-6 İlçenin Arazi Varlığı: İlçe 33800 Hektar yüzölçümüne sahiptir. Bunun 19880 hektarı tarım arazisi,( genel alanın % 58,8' i) 10 000 hektarı orman arazisi (genel alanın % 30,5' i), 2995 hektarı tarım dışı arazi (genel alanın % 7,7' si).Tarım arazilerinin 11 000 hektarı sulanabilir,bununda 6 000 hektarı halen sulanmaktadır.. Toprak yapısı hafif ve orta alkali, ortalama PH' ı 7-8'dir 10 625 hektar tarla bitkileri ekilişi, 454 hektar sebze, 254 hektar bağ ve 142 hektar meyvelik sahası vardır. Ayrıca kavak yetiştiriciliği de önemli bir yer tutar. Kıraç arazilerde genellikle hububat ekilişi ağırlıktadır. Sulu arazilerde ikinci ürün yetiştirilmektedir. 
 Dazkırı tarihi Danişmentlilere dayanmakla birlikte daha yakın tarih olarak Selçuk oğullarının Anadolu’ya yayılmaları ile birlikte Hacı Paşa Ağa Reisliğindeki Tatoğulları aşireti olarak Kızılırmak boylarından gelenlerle bilahare Adana tarafından gelerek yerleşen Farsak Aşiretinin torunlarıdır. Bir alay kuvvetinde olan Tatoğulları aşireti, Dazkırı’yı merkez yurt olarak kurmuş ve bugün değişik isimler almış olan Yukarı Yenice, Demirciköy, Çiftlik, Aşağı Yenice, Darıcılar, Gençali, Yüreğil köylerini değişik hizmetler için yerleşim sahası haline getirmişlerdir. Bu köylerin sahaları o devirlerde alayın yaylım ve geçim sahaları olarak kullanılmıştır. Bilhassa Osmanlı İmparatorluğu devrinde gönüllü sipahi alayı olarak görev imtiyaz almış olan Tatoğlu Hacı Osman Ağa atlarını, Yüreğil ve Gençali otlaklarında otlatıp barındırmışlardır. Bu atların toplu halde yaylım yapıp bakılmasına “öğrek” denilirdi. Atların sulanmaları için Gençali köyünde ahırlar ve bugün dahi hala
ÜÇOLUKLU çeşmesi ayakta olup, adı da Tatoğlu çeşmesidir. Buralarda şimdi sonralarda yerleştirilen Çerkezler yaşamaktadırlar ki bu insanlar büyüğe saygının timsalidirler. Bu alayın toplanıp orduya katılma hazırlıklarının yapılması için birde kışlası mevcuttur ki hala bu kışlanın kalıntıları “kışla” mevkiinde mevcuttur. Dazkırı ovasında yaylım yapan atların sulanması da (bugün dahi hizmetteki) kadıncık yapılmaktaymış. Bu çeşme Hacı Osman Ağanın eşi tarafından yaptırılmıştır. Farsak aşireti ile kaynaşıp akrabalıklar kurulurken tatoğlu aşiretinden bir kol Başmakçı’ ya, bir kol da Yukarı Yenice’ ye yerleşerek orada iskan olmuşlardır. Yukarı Yenice eskiden yazlık mesire yeri olarak kullanılırken bugün büyük bir köy olmuştur. Tatdemirci denen bugünkü Demirci köyden 2300 nüfuslu büyük bir köy olmuştur. Esasta Peltek bir Tatoğlu aşireti mensubu buraya yerleşmiş ve alayın kılıç ve mızraklarını yapmak için demirciliğe başlamış, bunlara kendi adını vermiştir. Yüreğil veAşağı Yenice köyleri, o zamanlarında atların yaylım ve tuz ihtiyaçlarını temin ederlermiş. Bu iki köyümüzde, elbette ki bu aşiretin karışım torunlarıdır. Alayın sorumlusu “Tatoğlu Reisi Ağa” lakabı ile bugün dahi kalıntıları mevcut olan avlu denen yerde etrafı kalın duvarlarla çevrili mermer 
büyük kapıdan nöbetçiler nezaretinde girilip çıkılan bir kaleye benzeyen şekilde bir avlu yaptırmıştır ki bugün dahi bu avlunun muazzam taş kapısı hala ayaktadır. Dazkırı’daki avluda hala zamanında yapılmış çeşme akmaktadır ve bu avludaki yıkıntılar yerine yeni evler yapılmıştır. Tatoğlu aşiretinin bugünkü torunları soyadı kanunu ile Şenocak soyadını, Farsak aşireti torunlarının bir kısmı Sönmez soyadını almışlardır. Aşiretlerin Dazkırı’ya yerleşmeleri anında ilçenin bugünkü arazisi üzerinde hemen, hemen hiçbir aşiret yok gibidir. Aşiretlerin yerleşmesi ile Dazkırı’nın ismini o zaman APA koymuşlardır ki yazlık bugünkü Y.Yenice’ye Yukarı Apa, A. Yenice’ye ise Aşağı Apa, olarak isimlendirilmiştir. Apa’lar aynen bırakılmıştır. Uzun süre Bolatlı adını taşıyan Dazkırı, Cumhuriyet devriminde Ankara’nın Polatlı ilçesi ile isim karıştırıldığı gerekçesi ile Bolatlı adı Dazkırı olarak değiştirilmiştir. Dazkırı adı mülki idarede Dazkırı olarak geçerken DDY de Tazkırı olarak kullanılmış, istasyon levhası Tazkırı olarak asılmıştır. Dazkırı adı Konya’nın Bozkır ilçesi ile karışıyor gerekçesi ile zamanının il genel meclis üyelerinin teklifi ile Dazkırı’da mevcut Kocaoluk çeşmesinin adı
 Dazkırı’ya verilmiş ve Kocaoluk ismini almışsa da Dinar ağır ceza mahkemesinde mübaşirin Dazkırılı olan şahit bir kadının ismini Kocaoluklu Fatma diye çağırmış olması gülüşmelere sebep olduğundan tekrar Dazkırı adını almıştır. 1964 de asırlık çınarlarına izafeten Çınarlı olarak değiştirilmesine Belediye Meclisi karar vermişse de anlaşılması güç bir tefsirle ve Dazkırı adının 600 senelik bir mazisi vardır diyen İl Genel Meclisi kabul etmemiştir. Dazkırı’nın adı Dazkırı olarak kalmış ve kalmaya devam edecektir. Dazkırı ve Dinar Sandıklı’ya bağlı bir bucaktı. Bugün Dazkırı’ya bağlı olan Başmakçı Dazkırı’nın köylerinden 13 tanesinin merkezi olarak bucak olunca Dazkırı arazisi 2 bucak haline geldi. 1958 de Çardak’ın ilçe olarak ayrılıp Denizli’ye bağlanması ve köylerin bir kısmını da götürmesi Dazkırı bucağını iyice küçültmüşken Dazkırı’nın 1959 da ilçe olması ile Başmakçı Evciler bucağına tekrar kavuşmuş ve 39 köy ve kasabadan ibaret şirin bir ilçe olmuştur. Dazkırı 1923 yılında belediyeliğe kavuşmuş ve Adliyeye sahip olmuşsa da sonradan belediye ve adliye kaldırılmıştır. 1958 yılı Mart ayında tekrar belediyeye kavuşmuş ve 01.04.1959 tarihinde 
70033 sayılı Kanun ile İlçe olmuştur. 1965 yılından itibaren hızla kalkınma yoluna girmiştir. İlçenin bazı köyleri sonradan aşiret ve göçmenlerin yerleşmesi neticesi teşekkül etmiştir. Bunlar Yörük ve Türkmen aşiretleri ile Bulgaristan ve Romanya’dan gelen göçmenlerdir. Muhacir köyleri diye adlandırılan İdris, yayla, Hisaralan, Hasandede, Akarca, Akyarma, Bozan köylerimizin göçmen olarak gelip yerleşen medeni ve temiz köylerimizdir. Gurbet elde vatan hasreti çeken bu vatandaşlarımız ilçemiz orman içi ve ova köyleridir. Akkeçili ve Akkoyunlu köylerimiz ise kendi adlarını aldıkları aşiretin kollarındandır. Madenler, Gökçek, Körkuyu, Hırka, Çevlik, Arıköy gibi köylerimiz göçebe olarak gelen ve yerleşen Türkmen aşiretleridir. Bu köylerimizin ataları zamanın ulaşım vasıtası deve kervanları ile nakliyecilik, koyunları ile hayvancılık yapan Sarıköy, Yukarı ve Aşağı Beltarlalar, Ovacık, Çığra, Akpınar, Yassıören, Örtülü, Karaağaçkuyusu, Kızılören, köylerimizin bugünkü sakinleri zamanın koyuncusu göçebe Türkmen aşiretleri olup, keçi sahipleri orman ve çalılıklar içerisine,
 koyun sahipleri ise ovalara yerleşmek sureti ile daimi iskana geçmiş ataların torunlarıdır. Evciler , Başmakçı, İlçeleri ile Yüreğil beldemiz ise çok önceden daimi iskana geçmiş aşiretlerin torunlarıdırlar. Bunların ovalarda iskân etmiş olmaları koyunculuk ve at sürüleri ile geçimlerini sağlayan aşiretler olduğunu ortaya çıkarıyor. Sarıkavak, Darıcılar ve Kızılören çok daha evvelden yerleşik düzene geçmişlerdir. Sarıkavak: İzmir – Bağdat yolu üzerinde gözcü olarak yerleştirilmiş Osmanlı aşiretlerindendirler. Dazkırı sakinleri bu yöreye geldiklerinde buralarını harap ve gayrı meskun olarak bulmuşlar ve onun içindir ki; Çiftlik, Yeniceler, Demirciköy, Gençali köylerini de kapsayan geniş sahaya kolayca hakim olmuşlardır. Sonradan gelen aşiretlerle bugünkü iskan meydana gelmiştir. Dazkırı’da yabancı veya Türk olmayan hiçbir aşiret ve kavim yoktur. Hepsi öz be öz Türk boylarının torunlarıdır. İzmir – Eğridir demiryolunun yapılması sırasında İngiliz ve Rumlar istasyon civarında yerleşmişlerse de bunlar çok mahdut ailelerdir. İstiklal harbini müteakip demiryolunun devletimize devir edilmesi ile hiçbir yabancı unsur kalmamıştır. 
 Dazkırı’da Arkeolojik Kalıntılar : Dazkırı topraklarında, eski devirlerde pek çok devletler yaşamış, gelmiş ve geçmişlerdir. Bunlardan Lidyalılar, Hititliler, Eski Yunanlılar ve Romalılar bu topraklar üzerinde yaşamışlardır.Bugün meydana çıkan eski eserlerden bu milletlere ait eski eserler ortaya çıkmaktadır. Romalılardan eski yunan kralı Büyük İskender buralardan geçmiştir. Bilhassa Büyük İskender’in Hindistan seferinden dönüşünde Anadolu’da kurduğu krallıklarından birisi de Dazkırı ve civarında Payitaht kurmuştur. Helenizm devri denen bu devrin eserleri bugün Akarca, Çiftlik, Kızılören, Sarıkavak köylerimizde ve bizzat Dazkırı’nın içerisinde çıkmaktadır. O devrin harp araçları, mızrak ucu demirleri, kılıçlar, heylar çıkmaktadır. O devre ait topraktan yapılıp pişirilmiş Lahit ve sandukalar aradan 2500 sana geçmiş olmasına rağmen bu değerli hazineler yanında nereden geldiği keşfedilemeyen paralar yer altında yağmur suları ile Akarca köyü derelerinde bulunmaktadır. Bu eserler maalesef sahipsizdirler. Zira eski eser toplayıcı açıkgözler bunları ölü pahasına alıp, İstanbul ve İzmir’de turistlere, tarihi eser kaçakçılarına satmaktadırlar. Açılmış mezarlardan çıkarılan bir kısım tarihi eser Afyon Müzesine teslim edilmiş olmakla beraber, çıkan Kral Tahtı ve Karyolaları çoktan kaçırılmıştır. Dazkırı arkeolojik kalıntılar bakımından çok zengin bir sahadır. Burada Romalılar devri kalıntıları olduğu gibi, İskender’in kurduğu Helenizm kalıntıları da çok bulunmaktadır. Sarıkavak köyünde Romalılar devrinden kaldığı tespit edilen kayalar içindeki oyma kabinler, paralar, gözyaşı şişeleri ve muhtelif toprak kaplar bulunmaktadır. Köyün güney kısmında bulunan höyükler henüz açılmamış olmakla beraber büyük eserlerin çıkacağı tahmin edilmektedir. Kızılören köyünde çıkan tümülüslerin kabri çıkacağı muhakkaktır. Aynı yerde toprak kaplar ve paralar çıkmaktadır. Çiftlik köyünde çıkarılan Frig külahlı Afrodit heykeli frig tesirinde kalmış erken Roma devrini ve yerleşmelerini ispat etmektedir. Köyün alt kısımlarından çıkan pişmiş toprak lahitler Helenizm devri olan Büyük İskender devrine ait eserlerdir. Buralarda çeşitli mermer çıkarılmaktadır. Akarca köyü çevresinde çıkarılan çeşitli kaplarla beraber küçük ebattaki gümüş ve altın paraların Lidya ve Frigya devirlerine ait oldukları anlaşılmaktadır. Köyün güneyinde bulunan bir yol üç tepeye gitmekte ve içerisinde nöbetçi yerleri vardır. Buralardan bir para hazinesine gidildiği tahmin edilmektedir. Zira Paralar buralardan yağmur suları yoluyla yüze çıkmış şekilde çokça bulunmaktadır. Yeraltından çıkan, çeşitli şekilde boyanmış ve pişirilmiş toprak tuğlalar sağlam olarak çıkmaktadır. Bu parçaların büyük arkeolojik değerlere sahip oldukları anlaşılmaktadır. Başmakçı’da ilçe okulunun bahçesinde Romalılara ait düzme taşlardan yapılmış tapınak yeri de çıkarılmıştır. Yassıören ve Yaka köylerinde buna benzer çok miktarlarda tarihi eserler çıkarılmaktadır. 
 Dazkırı Nasıl ve Kimler Tarafından Kuruldu İlçe merkezi Dazkırı'nın bugünkü sakinleri, Selçukoğuları' nın Anadolu’ya yayılmaları ile birlikte Hacı Paşa Ağa Reisliğindeki Tatoğulları aşireti olarak Kızılırmak boylarından gelenlerle, bilahare Adana tarafından gelerek yerleşen Farsa aşiretinin torunlarıdırlar. Bir Alay kuvvetinde olan Tatoğlu aşireti Dazkırı'yı merkez yurt olarak kurmuş ve bu gün değişik isimler almış olan, Yukarıyenice, Demirciköy, Çiftlik, Aşağıyenice, Darıcılar, Gençali, Yüreğil Köylerini değişik hizmetler için yerleşim sahası haline getirmişlerdir. Çiftlik ve Demirciköy sahaları o devirlerde alayın yayılım ve geçim sahaları olarak kullanılmıştır. Bilhassa Osmanlı İmparatorluğu döneminde Gönüllü Sipahi Alayı olarak görev ve imtiyaz almış olan Tatoğlu Hacı Osman Ağa, atların yayılışını Yüreğil ve Gençali otlaklarında otlatıp barındırırmış. Bu atların toplu halde yaylım yapıp bırakılmasına "öğrek" denmekteymiş. Bu alayın toplanıp orduya katılma hazırlıklarının yapılması için birde kışlası mevcuttu. Bu kışlanın kalıntıları halen kışla mevkiinde mevcuttur. Dazkırı Ovasında yaylım yapan atların sulanması da bugün dahi hizmette olan Kadıncık çeşmesinden yapılmaktaymış. Bu çeşme Hacı Osman Ağa' nın eşi tarafından yaptırılmıştır. Farsa aşiretiyle de kaynaşıp akrabalıklar kurulurken Tatoğlu Aşireti'nin bir kolu Başmakçı' ya yerleşmiştir. Bir kısmı da Yukarıyenice' ye yerleşerek orada iskan oluşturmuşlardır. Yukarıyenice eskiden yazlık mesire yeri olarak kullanılırken bugün büyük bir köy olmuştur. Esasta Peltek bir Tatoğlu aşireti mensubu buraya yerleşmiş ve alayın kılıç ve mızraklarını yapmak için demirciliğe başlamış ve kendi adını vermiştir. Yüreğil ve Aşağıyenice köyleri o zamanlarında atların yayılım ve tuz ihtiyaçlarını temin edermiş. Bu iki Köyümüzde elbette ki bu iki Aşiretin karışım torunlarıdır. Alayın sorumlusu Tatoğlu Reisi Ağa lakabı ile bugün dahi kalıntıları mevcut olan avlu denen yerde, etrafı kalın duvarlarla çevrili mermer büyük kapıdan nöbetçiler eşliğinde girilip çıkılan , kaleye benzeyen yerde oturmuş. Yukarıyenice Köyünde oturmaya başlayan kolda aynı şekilde bir avlu yaptırmıştır. Avlunun muazzam taş kapısı bugün dahi ayaktadır. Dazkırı’daki avluda zamanında yapılmış çeşme ayaktadır ve bu avluda yıkıntılar vardır ve yeni evler yapılmıştır. Aşiretlerin Dazkırı'ya yerleşmeleri anında İlçenin bugünkü arazisi hemen hemen hiçbir aşiret yok gibidir. Aşiretlerin yerleşmeleriyle Dazkırı’ nın ismini o zaman APA koymuşlardır. Yukarıyenice' ye Yukarı Apa, Aşağıyenice' ye Aşağı Apa isimlerini vermişlerdir. Atların bol olması nedeniyle uzun süre BOLATLI adını taşıyan Dazkırı Cumhuriyet devrinde Ankara'nın Polatlı ilçesiyle karıştırıldığı gerekçesiyle BOLATLI adı TAZKIRI ve daha sonra DAZKIRI olarak değiştirilmiştir. Dazkırı adı mülki idarede Dazkırı olarak geçerken Devlet Demir Yollarında TAZKIRI olarak kullanılmış Dazkırı istasyon levhası 1963 yılına kadar Tazkırı olarak asılmıştır. Dazkırı adı Konya'nın BOZKIR ilçesiyle karıştığı gerekçesinden dolayı zamanın İl Genel Meclis Üyelerinin teklifiyle Dazkırı'da mevcut KOCAOLUK çeşmesinin adı verilmiştir. Dinar Ağır Ceza Mahkemesinde mübaşirin Dazkırılı olan şahit bir kadını Koca oluklu Fatma olarak çağırmış olması gülüşmelere sebep olduğundan tekrar DAZKIRI adını almıştır. 1964’ de Asırlık Çınarlarına izafeten ÇINARLI olarak değiştirilmesine Belediye Meclisi Karar vermişse de anlaşılması güç bir tefsirle ve Dazkırı adının 600 senelik mazisi vardır diye İl Genel Meclisi kabul etmemiştir... 
DAZKIRI HARİTA Dazkırı İlçesi, 1958 yılında belediye teşkilatına kavuşmuş ve ilçeye 1 Bucak, 1 Kasaba ve 36 Köy bağlanmıştır. 1988 yılında Başmakçı Bucağının, 1990 yılında Evciler Kasabasının ilçe olması nedeniyle 13 köy Başmakçı İlçesine, 7 köy de Evciler İlçesine bağlanmış ve 1 köyün de belediye olması ile Dazkırı’ya bağlı 15 köy kalmıştır. Dazkırı’nın toplam alanı 338 km2’dir. İlçe merkezinin rakımı 830 m. dir. İlçe, merkeziyle birlikte 15 köy ve 1 kasabadan oluşmaktadır. İlçemiz Ege bölgesinde yer almasına rağmen daha çok İç Ege ve Akdeniz bölgesi iklimleri arasında geçiş iklimine sahiptir. Yıllık yağış miktarı azdır. İklim olarak kışları kısmen soğuk, yazları sıcak ve az yağışlıdır. Dazkırı’nın batısında Maymun Dağları, güneyinde Acıgöl vardır. Önemli bir akarsuyu yoktur. Kuzeydoğudan çıkıp ilçeden geçerek Acıgöl'e dökülen küçük bir çay vardır, genellikle yazın suyu çekilmektedir. Acıgöl’ün suyu acı olduğu için içinde canlı yaşamaz etrafında kurulu tesisler vasıtasıyla buradan sodyum sülfat üretimi yapılır. Dazkırı ovası ilçenin başlıca ovasıdır. Arazinin %65’i ovalık, %35’i de engebeli dağlardan oluşmaktadır. Bölgemizde orman önemli yer işgal etmektedir. Bazı yüksek tepeler step özelliğindedir. DAZKIRI'NIN EKONOMİSİ
İlçenin sanayisi son yıllarda büyük bir ilerleme göstermiştir. Denizli–Afyonkarahisar E-24 karayolu üzerinde kurulan Küçük Sanayi Sitesi’nde oto tamirciliği ağırlıklı olmak üzere soğuk demir, mobilya imalat gibi küçük çaplı atölye ve tamir bakım servisleri bulunmaktadır. İlçe merkez belediye başkanlığı tarafından şehir imar planında Kepez mevkiinde yer seçimi tamamlanmış 1.800.000. m2 lik alan Sanayi Bölgesi olarak yatırımcılara tahsis edilmiştir. Valilik-Kaymakamlık ve Belediye işbirliği ile başlatılan Dazkırı Dokuma ve Konfeksiyon İhtisas Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarında son aşamaya gelinmiş, 126 hektarlık alan bu amaç için ayrılmış, Dokuma ve Konfeksiyon Organize Sanayi Bölgesi olarak kuruluş iş ve işlemleri sonuçlandırılmıştır. ÇED raporu ve jeolojik etüt raporu hazırlanarak tamamlanmış, tahsis amacı değişikliği gerçekleştirilmiştir. İlçe; önemli ulaşım, tüketim ve turizm merkezlerine çok yakın olup, sanayi yönünden gelişebilecek altyapıya sahiptir girişimcileri yatırım için beklemektedir. İlçenin en önemli sanayi kuruluşu Alkim Alkali Kimya A.Ş.’dir. Aşağıyenice Köyü Kovalık mevkiinde kurulu bulunan Sodyum Sülfat Tesisleri, Acıgöl’ün sodyum sülfat tuzunu işlemektedir. 160 km2 alana sahip Acıgöl, dünyadaki Sodyum Sülfat Kaynakları arasında çok önemli bir yer tutmaktadır. Maden içeren bu göl tuzlu olup sularında muhtelif tuzları içerirler, Acıgöl de bu tür göllerdendir. Konusunda Avrupa’nın en modern ve en teknolojik tesisi olan Alkim, Sodyum Sülfat üretiminde dünyada 6. sırada yer almaktadır. Kapalı devre çalışan ve hiçbir atık sorunu olmayan tesislerde üretimin her aşaması PLC ve DCS otomasyon sistemlerindeki bilgisayarlarla otomatik olarak kontrol edilmektedir. Alkim, dünyada ilk ISO 9002 Kalite Güvence Sistemi Belgesine sahip Sodyum Sülfat Tesisi’dir. 1996 tarihinden itibaren tesislerde uygulanan Kalite Güvence Sistemi, 2003 tarihinden itibaren ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemi olarak bir üst versiyonda uygulanmaktadır. Tesislerde bulunan Akışkan Yataklı Buhar Santralı Babcock & Wilcox Gama Firması tarafından Türkiye’ de ilk defa yapılmış olup, tüm olumsuzluklardan uzak bir teknoloji harikasıdır. Acıgöl’ün suyu içinde yer alan alkali tuzlardan sodyum sülfat, açık saha işletmelerindeki üretim alanlarında hammadde (Kristal Sodyum Sülfat) şeklinde teşekkül ettirilmekte, bu hammadde tesislerde işlenerek rafine sodyum sülfat üretilmektedir. Üretimin yaklaşık % 40’ ı yurt dışına ihraç edilmektedir. İlçenin bir diğer sanayi kuruluşu da Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’nce 1990 tarihinde işletmeye açılan Poyraz Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.’dir. Fabrikanın ihtiyacı olan arpa ve buğday yöre çiftçilerinden temin edilmekte ve yöre çiftçisine bir pazar oluşturularak tarım ve hayvancılığın yörede geliştirilmesine önemli bir katkıda bulunulmaktadır. Üretmiş olduğu yemlerin satışında çiftçilere kolaylıklar sağlamakta ve çiftçileri gerek hayvancılığa gerekse tahıl üretimine teşvik etmeye çalışmaktadır. Bu tesisisin devlet ekonomisine katkıları küçümsenemez boyutlardadır. Ayrıca günümüzde çevrenin öneminin her geçen gün daha arttığı düşünülürse fabrikanın çevre kirliliğine yol açmadığı gibi fabrika kapalı alanı çevresini yeşillendirmesi Esentepe Mahallesi’ne ve ilçeye yeşil bir alan kazandırma çabaları da olumlu katkılardandır. Tekstil sanayinin önemli merkezlerden biri olan Denizli İline ve Çardak Havalimanına yakın olması sebebiyle son yıllarda Belediye Sanayi Bölgesi’nde tekstil fabrikaları kurulmaya başlanmıştır. Artarak kurulmaya devam eden fabrikalar konfeksiyon ve ev tekstili üzerine çalışmaktadırlar. Gamma Tekstil A.Ş. de bornoz, havlu, penye, nevresim üretilmekte Dazkırı dâhil olmak üzere komşu ilçelerin gençlerine istihdam alanı sağlanmaktadır. 
 Gamma Giyim ve Ev Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, belediyece 01.06.2005 tarihinde tahsis edilen 31.000 m 2’lik alana kurduğu 15.000m 2’lik kapalı alanın inşaatına Temmuz 2005 tarihinde başlamış ve üç aylık kısa bir süre zarfında Eylül 2005’te üretime hazır hale getirilmiştir. Başlangıçta 80 kişi istihdam etmekte iken bu sayı şu an 600 kişiye çıkmıştır. Bornoz, penye, havlu, nevresim ve pike üretimi yapan Gamma, yurtiçi pazarın yanı sıra İngiltere, Almanya ve ABD başka olmak üzere 52 ülkeye, bebe konfeksiyon mal ihraç etmektedir. Üretilen ürünlerden nevresim ve pike yurtiçine, bornoz, penye ve havlu yurtdışına gönderilmektedir. Müşteri ihtiyaç ve beklentilerine uygun ürünler üreten firma, Mark&Spancer, Next, Tesco, Otto, Polo ve AMC başta olmak üzere 52 yurtdışı firması adına üretim yapmaktadır. Halen firmanın sahip olduğu alanda kapalı alanı genişletme çalışmaları devam etmekte olup, üretim kapasitesi ve istihdam miktarında artıp hedeflenmektedir. Mesleki Teknik eğitim Merkezi (METEM)’in Elektrik, Tesviye, Çocuk Gelişimi, Muhasebe, Mobilya ve Metal bölümlerini bitiren öğrenciler iş hayatına kolayca atılmakta, sanayi sektöründe ilçemizde kalifiye işçi bulmakta zorluk çekilmemektedir. Firma 5084 sayılı Yatırım ve İstihdamın Teşviki kanunundan faydalanmaktadır. FRESHMAN MANTAR FABRİKASI Freshman Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, yaklaşık 76.500 m2’lik alana kurduğu üretim ve üretime hazırlık üniteleri ile kültür mantarı üretmek amacıyla Aralık 2004 tarihinde temel atmıştır. Kasım 2005 itibariyle tamamlanan 1.680 m2’lik üretime hazırlık kompost ünitesinde aylık 1.800 ile 2.000 ton arasında kompost hammaddesi ve 4.000m 2’lik üretim ünitesinde günlük 5 ton kültür mantarı ve kültür mantarı kompostosu üretimi yapmaktadır. Üretime hazırlık ünitesinde üretilen kompost hammaddesinin 400 tonu üretim ünitesinde kullanılmakta, kalan 1.400 ton kompost yurtiçi pazara satılmaktadır. Üretilen Kültür mantarı ve Kültür mantarı kompostosu da yurt içine pazarlanmaktadır. Freshman, 2008 yılından itibaren ihracata başlamıştır. Halen firmada 150 kişi istihdam edilmektedir. GOLD ELYAF TEKS. GERİ KAZANIM SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. Gold Elyaf Tekstil geri Kazanım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yaklaşık 2000 metrekare kapalı alana sahip olacak olan fabrika 10 milyon dolara mal olacağı öğrenildi. Fabrika altı ay gibi bir kısa sürede tamamlanarak faaliyete geçmiştir.Yaklaşık 50 kişi fabrikada çalışmaktadır. ELYAF FABRİKASI Yapımı hızla süren Elyaf Fabrikasının Mart Nisan 2009 aylarında faaliyete geçmesi planlanmaktadır. 10 Milyon Dolar civarında yatırım bütçesi olan fabrikanın 200 civarında işçi istihdam etmesi planlanıyor. Yine Çiftlik Köyü’nde mermer çıkartılmaktadır. Çiftlik ve Örtülü köylerinde bulunan rezervlerdeki mermer çıkarılarak ilçedeki Dazkırı Mermer Tesislerinde işlenmekte ve yurt içi ve yurt dışına gönderilmektedir.
 Dazkırı halısına yöresel özellik kazandıran en büyük unsurlardan birisi de motif özellikleridir. Dazkırı halısının ortaya çıkışından günümüze kadar motif özellikleri de diğer halılarda olduğu gibi aşırı yozlaşma olmamış , günümüze kadar orijinalliğini korumuştur. Dazkırı halısı motif özelliklerini doğadan almaktadır. Yörede yaşayan insanlar bu halılara yöresel isimler koymuşlardır. Örneğin kazayağı , çarklı halı , kalemli halı , kuşlu halı gibi. Halılar isimlerini özellilerinde bulunan motiflerden almışlardır. Genellikle ; 1 ana bordür , 2 küçük sedef çevresini çevrelemektedir. Yörede ana bordüre “ Tüfekli su “ veya “Büyük su “ sedeflere ise “ Menderes veya küçük su “ denmektedir. Sedefler normal büyüklükte olup , içerisinde birbirine ekli zikzaklar şeklinde çiçek motifleri bir akarsu görünümüne andırmaktadır. Bu yüzden yörede sedeflere “ Menderes “ denilmektedir. Ana bordürde ise tüfek ve tüfek namlusuna benzer motifler olduğundan ana bordüre “ Tüfek namlusu “ da denmektedir. Yörede zemin sedefi genellikle değişmekle beraber , bordürdeki motifler aynı kalmıştır. Yörede en çok tutulan halılardan birisi de Kalemli halı adıyla anılan halı çeşididir. Zeminde mihraplar içerisinde yedi veya sekizerlik düzineler halinde kalem şeklinde motifler bulunduğundan “ Kalemli Halı “ adını almıştır. Gruplaşmış kalem şekilleri büyük bir mihrabın içerisindeki bordür ve sedeflerde rapor motifler kullanılmış , motifler zeminde büyük değişiklikler göstermiştir. Bir de yörede “ Kuşlu Halı “ bulunmaktadır. Zeminin her tarafında bordür olmaksızın rapor halinde kuş motifleri hakimdir. Kuş motifleri tamamıyla ideal halinde olup kesinlikle başka bir üslup kullanılmamıştır. Kalemli halıda ise zaman zaman geometrik desenlere rastlanmıştır. Dazkırı halısının motiflerinde büyük bir sadelik ve görülmekte ve bitkisel motiflerin doğadaki halinin aynısının halıya yansıtılması esas alınmaktadır. Yörede motif olarak kesinlikle bir arayış içine girilmemiş geçmişte kullanılan motifler geçerliliğini sürdürmüştür. Bu özelliği ile de yöre tarihi kültürünü korumuş , nadide halılar arasına girmeyi başarmıştır. Çarklı halı dediğimiz halı tipinde ise halının tam ortasında Çarka benzer bir motif bulunduğu görülmektedir. Bu çarkın içerisinde ise haç şeklindeki kancalı motiflere rastlanır. Çark motifinin kontörünü çiçek motifleri süslemektedir. Bu tip halı motifi madalyonlu halıyı da andırmaktadır. Çarklı halının en büyük özelliklerinden birisi de halının dört köşesinde bulunan ibrik motifleridir. İbrik motifi sadece bu halılarda kullanılmıştır. Zemindeki motifler fazla karışık olmayıp gayet net ve sadedir. Halı zeminini baklava dilimi şeklinde mihrap çevrelemektedir. Bu mihrabın kenarları merdiven şeklinde olup , halıcılıkta “ Su yolu “ motifi olarak bilinmektedir. Bordürde ; genelde çiçek motifleri hakim olup tekrar eden desenler kullanılmıştır. Sadece çiçekler üzerinde renk değişikliği yapılarak göze daha hoş görünmesi sağlanmış , aynı motif renk değiştirilerek değişik bir motif gibi gösterilmiştir. Halı da azda olsa kilim motifleri zaman zaman göze çarpmaktadır. Gazelli Halı : dış sedef tavuk ayağı , iç sedef elmacık , zeminde ibrik vardır. Bordürde kırıklı su vardır. Gazelli Seccade(çift gözlü) : iç sedefte eğri su , bordürde su yolu , zeminin köşesinde ibrik ve tabaka motifi vardır. Ak seccade : dış sedef kedi izi , bordürde aksu, zeminin çevresinde sümbül , zeminde ise kabir taşı motifleri bulunmaktadır. Seccade çiçekler üzerinde renk değişikliği yapılmış, göze daha hoş görünmesi sağlanmış , aynı motif renk değiştirilerek değişik bir motif gibi gösterilmiştir. Halılarda az da olsa kilim motifleri göze çarpmaktadır.
 Merdiven şeklinde yapılan figürlerin ilahi duyguyu anlatmak amacıyla Allah’a doğru yürüyüşü , kuşu sevdiği için kuş figürü , abdest aldığı ibriği , kullandığı tüfeği , sevgiliye mektup yazdığı kalemi figür olarak kullanmıştır. Kısacası hayatına giren ve kullandığı malzemeleri figür olarak halıya ilmek ilmek işlemiştir. Dazkırı halısı genelde köşe göbekli halılardır. Dazkırı halısı üzerinde motifler Türkiye’nin hiçbir yöresinin özelliklerini taşımamaktadır. Fakat diğer yörelerin etkisi altında kalmıştır. Mesela Dazkırı halısında kullanılan iki veya üç göbekli bir zemin türü Gördes ve Milas’ta kullanılmıştır. İnsanı kötülüklerden koruyan anlamına gelen Dazkırı halısındaki el motifi Bergama (Kozak) ve Milas halılarında görülmektedir. 
 Eski Dazkırı halılarında kullanılan Gördes düğümü yeni Dazkırı halılarında da kullanılmaktadır. Eski halılarda olduğu gibi bugünkü halılarda her ilme sırası arasında genellikle iki atkı ipi bulunmaktadır. Eskiden Dazkırı halılarının kompozisyonunu , daha çok geometrik motiflerin oluşturduğu görülmekte idi. Sonraları bu geometrik düzenlemenin içine geometrikleştirilmiş bitkisel motiflerde girmeye başladı. Yani zamanla eski desen anlayışında yozlaşmalar oldu. Bugün dokunan halıların genel kompozisyonunu ise geometrik şekil ile stilize edilmiş veya geometrik bir şekilde yaprak ve çiçek motifleri oluşturur. Yörede halı dokuyan kişilerin genelde yetenekli ve bu işe gönül vermeleri nedeniyle halılarda hata oranı çok azdır. Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü aracılıyla açılan Halı Dokuma kursları sayesinde Halıcılık ve Halı Dokumacılığı daha bilinçli yapılmakta , dokuyucular eğitimli olarak halıcılığı yaşatmaktadır. Buna bağlı olarak da dokunan halılar çok muhteşem ve kaliteli halılardır. Bu yüzden Dazkırı halısı piyasada aranan ve tüketiciler tarafından tutulan bir halı özelliğini kazanmış durumdadır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder